Eller, hepsi de beşer tane parmaktan,
Eller türlü türlü... Yaşamaktan.
Boynu bükük eller, dizlerin üstünde,
İster bir yabancının, ister kardeşimin de!
Eller, göbek üstünde, yok bir şey umurunda.
Ellikten çıkmış eller, ekmek uğrunda.
Derileri soyulanlar çamaşırdan.
Eller, avuç içleri nasırdan.
Karımınkiler öylesine, çocuğuma bakmaktan,
Tahta uğmak, sabah karanlığı ateş yakmaktan.
Açılmış, kapanmayacak avucundan belli
Dilencinin eli.
Eller,eteklerde, baygın düşmüş bir ara.
Eller, sarılmış demir parmaklıklara.
Bir elim kalem tutmuş, yazı yazar.
İki elinde kazma, toprağı kazar.
El var titrer durur, el var yumuk yumuk.
El var pençe olmuş, el var yumruk.
Hepsi de etten, deriden, tırnaktan;
Farkları yok ama dal ucunda yapraktan.
Atmış elindekini, tutmayacak bir daha,
Eller görüyorum, eller, açılmış Allaha...
Ziya Osman Saba