Ukâb – Nâme

Biz bir nice bir ukâb gördük
Düşmüş yere cismi pârelenmiş
Bir ok yarasıyle yârelenmiş
Pîçide-i İnkılâb gördük

Farzeyle ki bir ukâb-ı satvet
En zirvesine çıkıp bu arzın
Her noktasına şu tûl ü arzın
Sermiş kanadıyle zıll-i dehşet

Maşrık o zılâl ile kararmış
Bir pençesine bu mülkü almış
Bir pençe zemîn-i Hind'e salmış
Magrib o hayâl ile kararmış

Bâki mi kalır aceb o heykel
Zâhir mi değildir intifâhı
Her müntefihin de insâfı
Kim vardı bu yerde ondan evvel

Bir gün yıkılıp düşünce nâgâh
Taştansa kırarlar atsa yerler
Harb âlihesi geberdi derler
Bizler ne deriz ya Allah Allah

Şeytan gibi var mı başka mel'ûn
Vardır biri de anın Hülâgû
Maşrıkda misal o kanlı câdû
Mağribde nümûne Engizisyon

Hepsinde birer ukâb vardır
Bayraklarına olunsa dikkat
Zulm eyleyemez hukuka hidmet
Yerden göğe bir hitâb vardır

Yerlerde süründürür ukâbı
Dünyalara sığmamışken evvel
Her cüz'ü olur hevâma me'kel
Hakk'ın ne şedîddir ikâbı.

Namık Kemal