Bir gönül hasretinden uzun sürdü yolumuz,
Bitti çıra tutmaktan ormanlarda kolumuz..
Gecemiz, yıldızların görmediği bir gece;
İslenmiş elimizde alevler titredikçe,
Çırpınan gönlümüzü bir karanlık sarıyor.
Solgun dudaklarımız rüzgâra yalvarıyor:
Denizlere dökülmüş bu gecenin yıldızı,
Yolcular dostu rüzgâr, söndürme çıramızı!..
Her ağaç gözümüzde büyüyen bir hayalet,
Dilimizde gâh dua, gâh çılgınca bir lanet,
Korkarak yürüyoruz, işte hâlâ o orman!
Yürüyoruz gülmeden, bir türkü çağırmadan.
Bir gönül hasretinden uzun sürdü yolumuz,
Bitti çıra tutmaktan ormanlarda kolumuz...
Tıkanırken böylece göğsümüzde her nefes,
Karanlık ruhumuzda çınladı uzak bir ses..
O anda, yıldız oldu sanki bütün gök yüzü,
Bu sesle parlatarak ümitten bir gündüzü
Bir nura koşar gibi koşuyorduk üç yolcu,
Ta uzaktan havlayan köpek sesine doğru...
Ömer Bedrettin Uşaklı