İskele Memuru

Ah! bu iskeleden giden yolcular,
Neler götürmezler iskelemizden.
Giden onlar değil, sanki sefere,
Bir âlem götürür gemiler bizden.

Gider kapımızdan, duvarımızdan
Buram buram hayal, hasret, heyecan.
Çiçekli çiçekli perdeler gibi
Düşer intizarlar penceremizden.

Ah! bu iskeleden giden yolcular,
Hülyaları haritalardan hâriç.
Belki o limanlar, belki o sular
Baksalar görünür gözlerimizden.

Biz hep böyle beklemiye mahkûmuz.
Bir ucunda durmuşuz tevekkülün.
Tesellimiz budur: "İhtimal bir gün
Gidenler seslenir bize denizden".

Ah! bu iskeleden giden yolcular,
Buralarda kaldığımıza bakmayın!
Nerde duyarsanız bir ince rüzgâr,
Bilin ki uzakta değiliz sizden.

Böylesine sonsuzluğu denizin,
Böyle büyüyüşü şu gemilerin,
Böyle sisliliği gözlerimizin,
Kurup kurup da gidemediğimizden.

Ah! bu iskeleden giden yolcular,
Biz de hastasıyız o sahillerin.;
Bilmezsiniz her gün kaç kerre geçer
Bizim de o növbet üzerimizden.

Bizim de çantamız, bavulumuz var,
Hattâ "Çeşm-i bülbül" gemilerimiz.
Lâkin derdimizi bilemezsiniz,
Ah! bu iskeleden giden yolcular!

Zeki Ömer Defne