Mahmud Abdülbaki, 1526'da İstanbul'da doğdu ve eğitim hayatına çocukluğunda bir süre esnafın yanında çıraklık yaparak başladı. Güçlü bir okuma isteğiyle medreseye girdi ve zamanının önemli müderrislerinden ders aldı. Özellikle hocası Mehmed Efendi için yazdığı "Sümbül Kasidesi" ününü artırdı ve dönemin ünlü şairlerinden Zâtî'nin dikkatini çekti. Hızla tanınmaya başladı ve 18-19 yaşlarında ünlü bir şair olarak ismini duyurdu.

Saray çevrelerine girmesi, Kanuni Sultan Süleyman'a sunduğu kasideyle başladı ve ardından çeşitli kadılık görevlerine getirildi. Sadrazam Sokullu Mehmed Paşa'nın korumasına girmesiyle saray toplantılarına katılmaya başladı ve 3. Murad döneminde de etkili bir konuma yükseldi. Ancak zaman zaman nükteci ve dedikoducu yapısı nedeniyle zor durumlara düştü ve hatta düşmanlarının oyunlarıyla Edirne'ye sürüldü. Ancak adalete düşkünlüğü ve başarılı şiirleri sayesinde tekrar İstanbul'a dönerek çeşitli görevlerde bulundu. Abdülbaki'nin şiirlerinde dünyevi aşka odaklanması, sade ve anlaşılır bir dil kullanması, Divanı'nda ise 27 kaside, 619 gazel ve diğer eserlere yer vermesi edebiyat dünyasında önemli bir iz bıraktı.