Ne Mutlu Bana

Toprağa sımsıkı basıp ayaklarımı,
Sırtımı da bir ağacın gövdesine dayandımmıydı,
Oooh!. ... gel keyfim gel!

Zaman artık bir sel,
Akardursun iki yanımdan...
Ben kendimi emniyette hissederim
Tanrılar kadar!

Halbuki...
Halbuki, gülersiniz söylesem çocuklar,
- Emniyet nerde!.. -
Yaşım elliyi "Hizmet yıllarım" da otuzu geçmiştir amma
Bir dikili ağacım yoktur benim bu yerde!
Evet, ne bir göz damım,
Ne bir elma fidanım,
Ne de bir karışçık kuru toprağım!...

Buna rağmen
Mesudum ben:
Tapusu adıma çıkmamış şu toprağın. Ne gam!
Kendisi ayaklarıma ram!

Şu gördüğüm bahçeler, bağlar
Sözde benim değilmiş!
Kim demiş?!...
Lalenin renk olmuş sesi,
Karanfilin ateş nefesi benim.
Menekşenin bükülüşü, gülün gülüşü benim!
Kuşlar da
En güzel şarkılarını benim için söylüyorlar...

Bir göz damı neyleyim ben,
Sayısız yıldızlarıyla koskocaman
Gök kubbe varken?...

Dağlar, dereler, ormanlar pek güzel;
Mevsimler renk renk.... Bahar pek güzel!
Ve deniz... Deniz alemler alemi...
Deniz şaheser!

Güneşimiz var, sıcacık,
Ay ışığı kah buzlu, kah ılık,
Geceler daima derin.
Akşamlar, Ankara'da, pembe pembe,
Serin serin...
Daha da neler yaratmış Allah bizim için,
Ne şaheserler... 

Tapusu ellerde olsun kuzum, ne çıkar,
Bütün güzellikleriyle toprak benim!
Altında ordu ordu şehitlerim,
Üstünde güzeller güzeli bayrağım, hür!
Hür, Allah'a şükür!
Alnında ezelî şafak, ebedî bahar! ...
Bu güzellikle dopdolu kalbim, bahtiyar!
Seviyorum yana yana,
Seviyorum kana kana.
Bu toprağın sahibi benim dostlarım ben'im!
Ne mutlu bana!..

Ağustos 1954

Halide Nusret Zorlutuna