Batı güneşi kafesli pencerelerinde parlıyan
Eski İstanbul evlerinin odaları.
Bir kedi pufla köşe minderinde uyuyor;
Duyuluyor asma saatin tik takları.
Derin bir hüzün var mahallede!
Mescitten ezan sesi geliyor
Ve daha perdeler çekilmeden
Gölgeler pencereleri perdeliyor.
Bir güvercin geçerken okşuyor kafesleri
Ve gittikçe uzaklaşıyor
Yorgun ayak sesleri...
Ne güzeldi o odalar!
Ne zarifti yüksek tavanların nakışları,
Ne başka idi o odalarda İstanbul'un kışları.
Konsolun üstünde büyük, fanuslu lamba;
Ortada, tepeleme ateş dolu mangal;
Köşede gürül gürül yanan çini soba.
Ne yumuşaktı içine ayak gömülen halı
Ve her şey ne rüyalı,
Ne hoştu
O yaşanan ve sessiz bilinen odalarda...
Halit Fahri Ozansoy