Kış Gecelerine

I

Bütün şehir nihayetsiz bir nur içinde... 
Kış mehtabı daha parlak, daha lekesiz, 
Ne buluttan bir eser var, ne bir küçük iz.. 
Gülümsüyor gibi sema sürur içinde. 
Şu saatte kesilmemiş henüz gözyaşım, 
Penceremin kenarına dayalı başım, 
En küçük bir teselliden, ümitten uzak, 
Hep o eski günlerimi hatırlayarak, 
Ben, sabahı bekliyorum fütur içinde. 

Bütün şehir nihayetsiz bir sur içinde... 
Karşı evler bir saadet  yuvası yine, 
Ayın beyaz  ışıkları  dolmuş  içine...
Şimdi çiftler uyuyorlar  bu nur içinde. 
Şu saatte sade bir ben tek başımayım. 
Ben, yarabbi, bu uzlette nasıl yaşayım? 
Düşünmeden ayrılığın nihayetini, 
Hissettiğim dakikada hıyanetini 
Seni nasıl terk etmişim gurur içinde? 

Bütün şehir nihayetsiz bir nur içinde...
Yıldızlardan görünmüyor semada eser. 
Salmış uzak âlemlere gizli akisler, 
Birer katre ziya gibi billûr içinde. 
Artık dinse başımdaki şu zehirli sam, 
Şu saatte gözlerimi biraz kapasam, 
Düşünecek değil miyim seni yarın da; 
Söyle kimi görüyorsun rüyalarında? 
Eminim ki uyuyorsun huzur içinde!..

II

Çiçekler dağılmış, yapraklar sarı;
Bulutlar gözleri yaşarmış geldi.
Dumanlar bürüdü yeşil dağları,
Bahara doymadan yine, kış geldi.

Sabahtan beridir ince bir yağmur
Yağıyor, soğuk bir sisle karışık.
Kafesler kapanmış, sokaklar çamur,
Dışarda ne bir ses, ne de bir ışık.

Ruhumun karanlık düşüncesinin
Doğacak bir nura var ihtiyacı.
Allahım, bu uzun kış gecesinin
Koynunda kimsesiz kalana acı!

Gençliğim, nihayet bulmayan bir kış;
Ne bir sevgilim var, ne de bir eşim.
Ömrümün bir günü bahar olmamış,
Doğmamış bir defa benim güneşim...

Sarsıyor dalları bazı bir rüzgâr;
Sararmış yapraklar kopup düşüyor.
Yine uykusuzum sabaha kadar,
Baharı bekleyen ruhum üşüyor. 

Orhan Seyfi Orhon