Çobanla Bülbül

Çoban kaval çaldı, sordu bülbüle:
«Sürülerim hani, ovam nerede?»
Bülbül sordu, boynu bükük bir güle:
«Şarkılarım hani, yuvam nerede?»

Ağla çoban, ağla, ovan kalmadı.
Gözyaşı dök, bülbül! Yuvan kalmadı.

Çoban dedi: «Ülkeler hep gitse de
Kopmaz benden Anadolu ülkesi.»
Bülbül dedi: «Düşman hased etse de
İstanbul’da şakıyacak Türk sesi!»

Çalış, çoban çalış, kurtar öz yurdu!
Şâirlerden topla, bülbül, bir ordu!

Çoban dedi: «Edirne’den tâ Van’a,
Erzurum’a kadar benim mülklerim!»
Bülbül dedi: «İzmir, Maraş, Adana,
İskenderun, Kerkük en saf Türklerim!»

Yad elinde, bülbül Türk’ü bırakma...
Sarıl çoban, sarıl, mülkü bırakma.

Çoban dedi: «Sürülerim hep kaçsa
Bir sürüm var, kaçmaz, adı Türk ili!»
Bülbül dedi: «Şarkı ölsün, yok tasa;
Türklerim yaşar, söyler halk dili!»

Yalvar çoban, yalvar! İlin kurtulsun!
Dile Hak’dan, bülbül, dilin kurtulsun.

Ziya Gökalp